sorularla saç ekimi

Günümüzde 50 yaş üzeri erkeklerin neredeyse yüzde 50’e yakını saç dökülme sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle saç ekimi erkekler için en çok uygulanan kozmetik cerrahi yöntemi olmakla beraber, saç kaybı sadece erkeklere özgü bir durum değildir. Birçok kadın da saç kaybı ya da seyrekleşme sorunu yaşayabilmektedir. Ayrıca sadece kafa derisi değil kaş, bıyık ya da sakal gibi vücutta kıl olan diğer bölgelerdeki kayıplarda da kıl folikülü ekim yöntemi başarılı bir şekilde uygulanabilmekte ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Saç ekimi cerrahi bir işlem olmasından dolayı hastane ortamında yapılmalıdır. Çünkü oluşabilecek komplikasyonlara karşı hazırlıklı olunulmalıdır.

Saç ekimi yaklaşık 4 – 7 saat kadar sürer. Saç ekimi sonrasında kişi sosyal çevresinde bu işlemin bilinmesini istemiyorsa yaklaşık 7 günlük bir zamana ihtiyacı vardır. Aksi halde 1 gün içinde günlük hayatına dönebilir.

İlk yıkamanın ekibimiz tarafından yapılması cerrahi bölgenin hijyeni ve ekilen greftlerin zarar görmemesi için önemlidir. Ayrıca ilk yıkama sırasında hastalarımıza yıkama ile ilgili küçük ama önemli ayrıntılar anlatılır. Yıkama sırasında kullanılan losyon ve şampuanların ekim alanından etkin bir şekilde uzaklaştırılması, kalacak partiküllerin daha sonradan enfeksiyon oluşturma riskini engeller.
Yıkama işlemlerinde saç yıkandıktan sonra kurulanmamalı-kurutulmamalı, kendi kendine kuruması beklenmelidir. Sonraki yıkama işlemlerinde önce saçlar yıkanır, sonrasında vücut yıkama işlemine geçilir. Böylece vücudunuzu yıkarken öncesinde yıkamış olduğunuz saçlı deri yumuşama gösterir ve vücudun ardından tekrar saçlar yıkanır. Yumuşama gösteren dokular bu şekilde daha kolay bir şekilde temizlenmiş olur.
Saç ekimi sonrası saç yıkama işlemine operasyondan 2 gün sonra başlanmalı ve 12 gün boyunca günde bir kez vereceğimiz talimatlar takip edilmelidir. 12 gün sonra tüm kabuklar çıkarılırsa, artık losyon kullanmak zorunda kalınmaz, sadece şampuan kullanmak yeterli olur ve şampuan saç ekim alanına tırnakları kullanmadan parmak uçlarıyla nazikçe ovalayarak uygulanır. İlk 15 gün donör alan ve saç ekim bölgesi, losyon köpürtülerek sert hareketler yapmadan nazikçe sürülür. Uygulanan köpük durulamadan önce 2-3 dakika bekletilir. Donör bölgede yıkama rutini dışında kaşıntı, yanma ve kuruluk için daha fazla losyon kullanılabilinir. Saç ekim alanına basınçlı sıcak su uygulanmaz; tazyiksiz ılık su kullanılır. (örneğin bir kase, tas veya maşrapa ile suyu hafif hafif dökmek suretiyle) Losyon ve şampuanı iyice durulamak önemlidir. Saçınızı kurutmak için havlu ve saç kurutma makinesi kullanmayın. Vücudunuzu ise; hem saç ekim alanı hem donör bölge dahil olmak üzere kafaya su ya da şampuan veya duş jeli gibi bir ürün ile temas ettirmemek koşulu ile işlemden sonra istediğiniz zaman sadece vücudunuzu yıkayacağınız şekilde bir duş alabilirsiniz. Ancak bu duş çok uzatılmamalı ve sıcak su kullanılmamalı. Duşta oluşan buhar, saçlı deride ekilen greftler için uygun olmayan bir yumuşama oluşturur. Yani mümkün olduğunca kısa ve ılık bir duş alınmalıdır. Ancak saçların yıkanması için minimum 2 gün beklemek uygun olacaktır. Saç ekimi işleminden sonra sadece ilk duşta değil, kabuklar dökülüp yaralar iyileşinceye kadar alınan tüm duşlarda sıcak su kullanmamaya ve ılık su ile yıkamaya özen gösterilmelidir. Uzun ve buharlı banyolar yapmaktan kaçınılmalıdır.

– Kabuklanma yaralanan dokunun iyileşmesi için gerekli korumayı sağlar.

– Kabuklanma iyileşme döneminin başladığına işaret eder.

Saç ekimi operasyonunda, donör bölgeden alınan saç köklerini ekmek için ekim bölgesine mikro kanallar oluşturmak üzere küçük kesiler yapılır. Saç ekiminden 24 ila 72 saat sonra, kanama ve doku sıvılarının açılan kesiklerden sızması durunca saçlı deride küçük yara kabukları oluşmaya başlar. Saç ekiminden sonra sekim alanında kabukların oluşması yaralarınızın iyileşmeye başladığının gösterir. Sonuç olarak, saç ekimi sonrasında saç ekim alanında kabuk oluşumu vücudun savunma mekanizmasının bir parçasıdır ve bu kabuklar kesilerin üzerini örterek onları bakterilere karşı koruyan bir bariyer oluşturur. Aşırı kabuklanmayı önlemek için saç ekiminden önce alkol, sigara ve uyuşturucu maddeler tüketilmemelidir.

Kabuklar genellikle saç ekimi operasyonundan sonraki 3 gün içinde oluşmaya başlar. Bu kabuklar kaşıntıya sebep olabileceklerinden; kabukları koparma, kaldırma ya da kazıma veya kaşıma isteği uyandırır. Ancak bunları yapmak dokunun iyileşme sürecini geciktirir ve saç köklerini yerinden oynatır veya ekilen saç köklerinin yerinden çıkmasına neden olur. Bu nedenle, saç ekilen bölge üzerindeki kabuklara dokunulmamalı ve kendiliğinden düşmeleri beklenmelidir. Kendiliğinden düşmeyen kabuklar köpük ve şampuan yardımıyla 12. günde hafif masaj hareketleriyle, tırnak kullanmadan parmakların iç kısmıyla dökülür.

Sigara, esas olarak nikotin içeriği nedeniyle kan damarlarının daralmasına ve kafa derisine kan akışının azalmasına neden olur. Dumandaki karbon monoksit kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürür. Bu etkenler saç ekiminden sonra yara iyileşmesini geciktirir, enfeksiyon gelişme olasılığını artırır. İşlemden önce 1 hafta işlemden sonra 2 hafta sigaranın azaltılmasında fayda vardır.

Saç ekimi operasyonundan en az 7 gün önce alkol tüketimi bırakılmalıdır. Alkolün kan sulandırıcı etkisi operasyon sırasında işlem bölgesinde kanama olma ihtimalini beraberinde getirir. Yapılan saç ekim işleminin doğasında işlem sırasında kanama zaten olur. Alkol kullanımı saç ekimi sırasında açılan kanallardaki kanamaların sıklığı ve miktarını artırabilir. Bu nedenle saç ekimi operasyonundan en az 7 gün önce alkol tüketimi kesilmelidir.

Ayrıca alkol kullanımı, operasyon sırasında kullanılan anestezist maddelerin etkisini azaltabilir. Bu durumda operasyon sürecinde ağrı duyusunun erken dönme olasılığı ve kişinin ağrı hissetme olasılığı artar veya operasyon sırasında daha fazla anestezist madde kullanımı gerekebilir. Bu noktada vücuda giren fazla anestezik maddeler, istenmeyen yan etkileri beraberinde getirebilir.

Alkol vücudun dolayısıyla cildin su tutma potansiyelini azaltır ve kuru bir cilt oluşumuna yol açabilir. Bu durum yeni ekilen saç köklerinin deriden yeterince besin alamamasına neden olur.

Saç ekim işlemi sonrasında üç ay boyunca makine ile tıraş yapılmaması gerekir. Saç ekim işleminden üç ay sonra ekilen saç kökleri ekim alanına artık tamamen adapte olmuş olacağından yapılacak saç tıraşı ekilen saç köklerine zarar vermeyecektir. Yine de saç tıraşı sırasında saç köklerine çok yakın kısımdan kesim yapılmaması gerekir. Bu durum saç köklerine zarar verebilir. Bu hususlara dikkat edilerek saç köklerine zarar vermeden tıraş yapılabilir.

Terlemeye neden olan, çok ani hareketlerin yapıldığı veya başa baskı uygulandığı herhangi bir hareket, sonuçları olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca folikülit veya dermatit gibi bazı problemlerin ortaya çıkmasına da yol açabilir. Cinsel ilişki saç ekimini doğrudan etkilemese de yarattığı etkiler saç ekimi sonrası iyileşme dönemini olumsuz etkileyebilir. Bahse konu olabilecek olumsuz etkiler şunlardır:

Terleme
Kafa derisi ince olduğu için bu alanda oluşan terleme, yeni ekimi yapılan saç köklerini olumsuz yönde etkiler. Cinsel ilişkide terlememek nerdeyse imkansız olduğu için, saç ekimi sonrası cinsel ilişki kafa dersinin terlemesine yol açar.

Yüksek Kan Basıncı
Cinsel ilişki sırasında kan akışını hızlanmasına bağlı olarak kan basıncı yükselir. Böyle bir durum tam olarak ekildiği bölgeye adapte olamamış saç greftlerinin bulunduğu kanalda kanamaya ve greftlerin yerinden çıkmasına neden olabilir. Bu durumda ekilen greftlerde kayıp yaşanır.

Küçük Darbeler
Cinsel ilişki sırasında taraflar vücut hareketlerinde kontrolü kaybedebilirler. Böyle bir durumda saç ekim bölgesine darbe alınması ile sonuçlanabilir. Eken dönemde saç ekim bölgesine darbe alınması greft kaybına yol açar.

İyileşme Dönemi
Saç ekimi cerrahi bir işlem olduğu için ameliyat sonrası iyileşme döneminde dikkatli olunmalıdır. Saç ekimi sonrası iyileşme anında vücut fizyolojisinin enerji ve yapıcı molekül özelliği taşıyan protein kaybı yaşamaması gerekiyor. Dolayısıyla ağır fiziksel aktivitelerden uzak durulmalıdır. Cinsel ilişki de ağır fiziksel aktivite olarak görülür ve bu nedenle saç ekim sonrası uzak durulacak bir aktivite sınıfındadır.

Tüm bu nedenlerle saç ekiminden sonraki 15 gün boyunca cinsel ilişkide bulunulmamasını önermemekteyiz.

Spor esnasında kan basıncı oldukça yükselir ve nabız daha hızlı atmaya başlar. Kan basıncının yükselmesi saç köklerinin yerleştirildiği kanallarda kanama olmasına ve saç köklerinin hareket etmesine neden olabilir. Aynı zamanda spor sonrası vücutta oluşan terlemeler de saç köklerinin sağlıklı bir şekilde ekilmiş olduğu kanala oturmasını engelleyebilir. Buradan anlaşılacağı üzere kan basıncını yükselten yüksek tempolu sporlardan ekim sonrası 1 ay boyunca uzak durulmasını tavsiye etmekteyiz. Ayrıca futbol, basketbol ve voleybol gibi topla oynanan sporlarda ya da topla oynanan sporların dışında boks, güreş ve judo gibi darbeli sporlara da kafa bölgesine darbe gelme riskini de göz önünde bulundurarak saç kökleri zarar görebileceğinden dolayı bu sporlara en az birkaç ay ara verilmesi önermekteyiz. İlk 1 ayın sonunda darbe riski olmayan sporlara başlanılabilir.

Özetle;

Ter
Spor yaparken oluşan terleme nedeniyle saç köklerinde enfeksiyon gelişme riski artar.

Basınç
Yüksek tempolu spor sonrası gelişen basınç artışı, yeni nakil edilen greftlerin yerine adapte olmasını engelleyebilir.

Kafaya darbe alma ihtimali
Temaslı sporlarda kafaya alınan darbe yeni ekilen saç köklerine ciddi anlamda zarar verir.

Saç ekimi işleminden sonra hastalarımız şapka ve bere kullanabilmektedir. Ancak bunların kullanımı konusunda belirli bir zaman ölçütleri bulunmaktadır.

Soğuk mevsimlerde saç ekimi yaptıran kişilerin bu havada yağmur gibi nem kaynaklarından korunması önerilir.

Yaz aylarında yaptıran kişilerin de güneş, terleme ve nem olayına dikkat etmesi gerekir.

Soğuk mevsimlerde terleme gibi bir durum söz konusu olmaz fakat soğuk iklim sebebi ile olumsuz hava şartlarına dikkat edilmelidir. Yağmur, rüzgar vb. hava şartlarından korunmak için saç ekimi sonrası bere ya da şapka kullanmak, saç dökülmesini önleyeceği için kullanılabilmektedir.

Yaz mevsimlerinde de sıcaktan korunmak, terlemeyi önlemek ve güneş ışınlarına saç derisinin maruz kalmaması adına şapka kullanımı önerilmektedir. Fakat burada hastaların özellikle dikkat etmesi gereken nokta, kullanılacak olan şapka ya da bere ürününün baş bölgesini sıkmaması gerektiğidir. Saç ekimi sonrası kullanılacak şapkanın kumaş dokusunun da %100 pamuk olması önemlidir. Hava alabilen bir şapka ya da bere kullanılması, saç dökülmesini ya da greft kaybını önleyecektir.

Tüm bunlara dikkat edildiği takdirde şapka ya da bere kullanmak saç dökülmesine ya da greftlerin zarar görmesine neden olmamaktadır.

Bu noktada;

İlk 15 gün içerisinde şapka ya da bere kullanılmamalı, baş bölgesi açık kalmalıdır. Bu süreç içerisinde hastaların az efor gerektirecek şeyler yapmaları gerekir.

Kullanılacak olan şapka ya da bere baş bölgesini sıkmamalıdır, bol, rahat ve konforlu olmalıdır. Saç dökülmesini ya da greft kaybını önlemek adına hava alabilen, yani pamuklu ürünler tercih edilmelidir.

Ayrıca şapka ya da bere 2 saatten fazla takılmamalıdır. Ara ara şapka veya bere çıkarılarak bu bölgenin hava alması sağlanmalıdır. Saç derisinin havasız bırakılması, işlem yapılan bölgedeki iyileşme sürecini geciktireceği gibi enfeksiyon gelişimini de tetikleyebilir.

Su içmek vücuttan toksinlerin atılması ve kan dolaşımı hızlandırarak vücuda oksijen taşınması açısından önemlidir. Böylece hücre yenilenmesi sağlandığı için su içmek her zaman olduğu gibi saç ekimi sonrası da önemlidir. Saç ekimi operasyonundan sonra su içmek uyulması gereken başlıca kurallardan biridir. Günde en az 2-3 litre su içmek gerekir.

Saç ekimi sonrasında beslenme için protein, mineral, vitamin açısından yüksek içerikli besinler tercih edilmelidir. Bu besinler hücre yenilenmesini ve hücre sayısını arttırdığı için ekilen saçların gelişmesi ve uzaması konusunda önemli bir yere sahiptir. Kolajen içeren yiyecekler, saçların uzaması, işlem yapılan bölgenin hızlıca iyileşmesi, stres kaynaklı oluşabilecek saç dökülmelerinin önüne geçmesi, saç derisinde yaşanan kuruluk ve kaşıntı gibi yan etkilerin azaltması ve yaraların hızlıca iyileşmesini sağlamak açısından çok önemlidir. Doğru beslenme ile gerekli bazı vitamin ve mineraller besinlerden alınabileceği gibi, naturel vitamin ve mineral tabletleriyle de alınabilir.

Aşağıda bu süreçte vücuda yararlı olacak ve tüketilmesi gereken yiyecekleri özetliyoruz.

Hangi yiyeceklerde hangi besinler bulunur?

Özellikle B grubu vitaminleri içeren B vitamini takviyesi, tam tahıllı ürünler, yumurta, süt, balık, yoğurt, kırmızı et, karaciğer, kuru baklagiller, ıspanak, brokoli gibi yeşillikler, portakal, limon gibi meyveler bu süreçte çok etkilidir. Ayrıca folik asit B grubu vitaminlerin bir parçasıdır. B9 vitamini ve diğer adı ile Folat olan Folik asit, hücre bölünmesi sürecinde etkilidir ve hücre yenileyicidir. Bu sebeple saç ekimi sonrası önerileri arasında yer alır.

Bunun yanında demir içeren gıdalar; hindi, tavuk, ördek gibi kümes hayvanları, lahana, ıspanak gibi yeşil sebzeler bu süreçte vazgeçilmez yiyeceklerinizden olmalıdır. Çünkü demir eksikliği saç dökülmesine sebep olabilmektedir.

Çinko içeren gıdalar da eksikliği sebebiyle saç dökülmesi neden olabilmektedir. Bu sebeple ıspanak, kırmızı et, sarımsak, kabak çekirdeği, yer fıstığı gibi ürünleri bu süreçte tüketmek, doku onarımı ve kolajen üretimi açısından da çok önemlidir.

Antioksidan özelliğe sahip olan E vitamini, yaraların iyileşmesinde çok önemlidir. E vitaminini harici olarak alabileceğiniz gibi, yapraklı sebzeler, kuruyemişler, zeytinyağı gibi ürünlerden de alabilirsiniz.

C vitamini de vücuttaki yaraların iyileşmesi için önemli bir yere sahiptir. Özellikle stres kaynaklı saç dökülmesinin önüne geçme özelliği ile bilinen C vitamini; turunçgil grubunda ve yeşillik, biber gibi sebzelerde bulunur.

A vitamini hücrelerin büyümesi ve gelişmesi için tüm vücut için gerekli bir vitamindir. Bu sebeple saç ekimi işleminde de kullanılması uygun olan vitaminlerden biri sayılır. A vitaminini süt, peynir, yoğurt, havuç, ıspanak, pırasa gibi yapraklı sebzelerde bulunur.

Saç ekimi sonrası beslenmeye dikkat etmek kadar beslenme düzenine dikkat etmekte önemlidir. Uzun süre aç kalmamak gereklidir. Bunların yanında sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler gibi kötü alışkanlıkları sınırlandırmak ve hatta bırakmak tedaviyi olumlu olarak etkileyecektir.

Beslenmenin belli bir düzene kavuşması, saç köklerinin kan aracılığı ile iyi bir şekilde ve düzenli olarak beslenmesi anlamına gelir. Bu yüzden doğru bir yeme alışkanlığı ve düzeni gereklidir.

Şok dökülme, saç ekimi sonrası sıkça karşılaşılan hoş olmayan bir durumdur. Düzenli ve doğru beslenme ile bu ihtimali ortadan kaldırabilinir. Düzenli ve doğru bir beslenme ile şok dökülme olsa da dökülen saçların oranı daha az olacaktır. Yani saçlar için iyi bir beslenme şekli alışkanlık haline getirilmelidir.

Operasyonun ardından ekilen saçlarda dökülmeler yaşanması normaldir ve yeni saçların çıkması hastalar tarafından sabırsızlıkla beklenir. Bu noktada yeni çıkan saçların daha yoğun ve güçlü olması için iyi bir beslenme gerekir.

Beslenme alışkanlığı doğru şekilde oturtulduğunda, yani protein, vitamin ve mineral açısından zengin bir alışkanlık oluştuğunda hücre yenilenme hızında da belirgin bir artış olacaktır. Bu durum saç ekimi sonrası oldukça önemlidir. Üstelik bu düzen sadece saç ekimi odaklı olarak düşünülmemeli, çünkü beslenme cilt sağlığında da dönemlidir. Hücre yenilenme hızınızın artışı, ciltte de sağlıklı gelişmelere neden olur. Bu durumda da ekilen saçlar için pozitif bir başka etki oluşur. Hücre yenilenme hızı aynı zamanda iyileşme süresinin kısalmasında da etkilidir. Saç ekiminden sonra aç kalmak yani diyet yapmak iyileşme sürecini uzatır.

Sigara saç köklerini baskılayarak yeni saçların çıkmasını engelleyecek kadar güçlü bir zararlı maddedir. Saç kökleri, kılcal damarları aracılığı ile taşınan kan sayesinde beslenir ve oksijen alır. Sigara ise bu dolaşımı baskılar, oksijenin saç köklerine ulaşımı engeller. Dolayısıyla olumlu sonuçlar alınması sigara kullanımı ile oldukça zorlaşır. Alkol de yine sigara gibi bu süreçte zararı olan unsurlardan birisidir. Bu yüzden alkol kullanımını minimuma indirmek gerekmektedir.

Ekim yapılan saç derisi oldukça hassas olduğundan güneş ışınlarının direkt saç derisine teması bu süreçte olabildiğince kaçınılması gereken bir durumdur. Güneş ışınları aslında derinin sadece üst yüzeyine değil, alt dokulara da nüfuz ederken geri dönüşümsüz hasara yol açar. Ayrıca derinin alt katmanları üst katmanından daha geç iyileşir. Dolayısıyla saç derisi ve köklerini güneşe maruz bırakmak, saç greftleri tam anlamıyla dokuya tutununcaya kadar beklenilmesi gereken bir durumdur. İnsan cildi, koruma faktörü olarak güneşe maruz kaldığında cildi koyulaştıran maddeler üretir. Bununla birlikte, bu maddeler saç nakli sırasında etkisiz hale gelir ve bu durumda da greftlerin iyileşmeleri veya yenilenmeleri zaman alır. Bu nedenle hastalarımıza ilk 1 ay daha sıkı olmakla beraber en az 4 ay boyunca güneşten korunmalarını tavsiye ediyoruz. Bu süre zarfında ekim alanını tam olarak kapsayan bir şapka takılması önerilmektedir.

Yağmur suyunun içeriğinde saf su bulunur. Fakat yağmur suyu bulutlardan çıkıp yeryüzüne düşeceği ana kadar yerden yükselen toz ve kir parçacıklarına temas eder ve bu zararsız saf halini yitirir. Yağmur suyu enfeksiyona sebep olabilecek ufak bir toz parçacığıyla birleşmiş halde saçlı deriye temas ederse uygulama yapılan bölgede rahatsız edici sonuçlarla karşılaşılmasına neden olabilir. Ayrıca Yağmur suyu, saçın PH dengesini bozabilir ve yeni ekilen saç köklerinin ölmesine sebep olabilir.

Saç ekimi işleminden yaklaşık 15 gün sonra kafa derisindeki kabuklar dökülmeye başlar. Kabuklar döküldükten yaklaşık iki hafta sonra denize girme fikri gündeminiz olabilir. Yani saç ekiminden ortalama 3-4 hafta (1 ay) sonra denize girebilirsiniz. Ancak bu çok genel bir süredir, cildinizin saç ekimine verdiği tepkiler ve saç ekiminde tercih edilen yöntem bu süreyi uzatabilir. Sonuç olarak en doğru yaklaşım hekim tarafından hastaya özel olarak alınır.

Deniz ya da havuza girerken güneşten korunma çok daha elzem bir hal almaktadır. Saç ekimi sonrasında kabuklar dökülmüş olsa bile öğlen saatlerinde denize ya da açık havuza gitmekten kesinlikle kaçınmalısınız. Dik gelen güneş ışınları kafa derisine zarar verebilir.

Denize ya da havuza girerken bone takmak için saçlı derinin tamamen iyileştiğinden emin olunmalıdır. Ekilen greftlerin yerinden oynamaması için bu çok önemlidir.

Son olarak deniz veya havuz kenarında özellikle güneşlenirken şapka takmak, saçları güneş ışınlarından korumak gereklidir.

Saç ekiminden sonra hamam ve saunaya girmek de denize girmek ile benzer kurallara tabidir. Öncelikle gidilen hamam ya da saunanın temizliğine dikkat edilmelidir. Bu şekilde hijyen bağımlı sorunlar yaşanmayacaktır. Başlangıçta saunada ya da hamamda geçirilen süre kısa tutulmalıdır. Hamam ve saunaya girmek için saç ekiminden sonra 3-4 haftalık ya da 2-3 aylık bir süreye ihtiyaç duyulur. Denize girmek için gereken sürenin saç ekiminde kullanılan yönteme göre farklılık göstermesi gibi, hamam ve sauna için de benzer koşullar vardır. Kafa derisindeki kabukların tamamen dökülmesi ve yaraların tamamen iyileşmesi mutlaka beklenmelidir.

Aspirinin kullanılmasının amacı saç ekiminden sonra kanı seyreltmek, kanın saçlı deri de dahil olmak üzere vücut içindeki dolaşımını kolaylaştırmaktır. Yeterli kan dolaşımının olması ise, ekilen saçların beslenmesini ve bu saçların daha sağlıklı bir şekilde çıkmasını sağlamaktadır. Saç ekimi sonrası 5 gün boyunca kullanımı önerilir.

Saç ekiminden sonra antibiyotik kullanmanın sebebi, olası bir enfeksiyon oluşumunu önlemektir; zira hem ekim bölgesinde hem de donör bölgede yapılan cerrahi işlem nedeniyle enfeksiyon oluşma riski her zaman vardır. Saç ekimi sonrası verilen antibiyotik türüne göre 5-7 gün boyunca kullanılır.

Saç ekiminden sonra ödemi azaltmak ve iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla kullanılır. Saç ekimi sonrası 3-5 gün boyunca kullanılır.

Nadiren de olsa saç ekiminden sonra baş ağrısı görülebilir. Ağrı kesiciler saç ekiminden sonra rutin olarak kullanılmaz. Sadece baş ağrısı gelişirse kullanımı önerilir.

Saç ekimi esnasında lokal anestezi, işlem süresi boyunca ağrı hissini ortadan kaldırıp operasyonun rahat bir şekilde geçmesini sağlar. Saç ekimi işleminde hem donör alana hem de ekim alanına lokal anestezi uygulanır. Ayrıca hastalarımızın stres ve panik durumlarını kontrol altına almak ve yapılacak lokal anestezi iğnesinin ağrısını duymamaları için bilinçli sedasyon adı verilen bir hafif uyku halini önermekteyiz.

Ön saç çizgisinin planlanmasında birçok etken göz önünde bulundurulur. Kişinin yaşı, saç açıklığı, donör alandaki saç sayısı, saç dökülme sürecinin devam edip etmediği, kişinin kafatasının şekli ve boyutu ve saç ekimi yapılacak olan kişinin istekleri göz önüne alınarak planlama yapılmalıdır.

Her iki kaş arasından başlanarak saçlı deri sınırına doğru ölçülen yaklaşık 7 santimetrelik bir mesafe orta hattaki saç çizgisinin başlangıcı için standart kabul edilebilir. (Erkeklerde 7-8 cm kadınlarda 5.5-6.5 cm olarak belirlenmiştir. Genç hastalarda bu çizgi daha da aşağıya çekilebilir ancak 6.5 cm den daha düşük saç çizgisi fazla tercih edilmemektedir.) Saç sayısı yetersiz, açıklığı fazla olan kişilerde ve orta yaş üzeri kişilerde bu ölçüm daha da yukarıya alınabilmektedir. Yedi santimetreden daha aşağıda mevcut saçı olanlarda ise bu çizginin başlangıcı olarak mevcut saçlar referans alınır. Diğer basit bir yöntem ise hastadan kaşlarını yukarı kaldırması istenir. Alın kırışıklıklarının hemen üstü kabaca ön saç çizgisini vermektedir.

Şakak bölgesinde gerekli olan noktalar da belirlenerek ve kafa şekli de göz önüne alınarak hafif bir V şeklinde veya daha yuvarlatılmış bir ön saç çizgisi belirlenir. Erkek tipi ön saç çizgisi olarak adlandırabileceğimiz, şakak bölgesinde hafif bir girinti olan saç çizgisi en ideal saç çizgisidir. Ergenlik çağını tamamlamış ve saç dökülmesi olmayan her erkekte bu girinti bulunmaktadır. Bayanların ön saç çizgisi ise daha yuvarlak veya düz olabilir ve şakak bölgesinde girinti olmaz.

Ön saç çizgisi ve arkasındaki ilk birkaç santimetre boyunca oldukça sık ve genellikle 1-2 saç teli içeren kökler kullanılmaktadır. İlk sırada sadece tekli kökler tercih edilir.

Kafada 1 cm karede kaç greft var? Saç ekiminde 1 cm2 ye kaç greft ekilir?

Ekim alanı ölçümleri yapılırken hasta ile birlikte ekim alanında saç yoğunluğunun ne kadar olması gerektiği de kararlaştırılır. Normalde 1 cm2 de 80-100 greft bulunmaktadır. Buna saç dansitisitesi yani yoğunluğu denilmektedir. Saçların kalıcı dökülmesi ile bu sayı azalmakta ve en son kellik ortaya çıkmaktadır. İyi bir sonuç için saç ekim alanına ideal olarak yaklaşık 30-40 greft ekimi yapılır.